| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | war with v. | ile savaşmak | ||
|
We're not at war with Japan. Japonya ile savaşta değiliz. More Sentences |
||||
| English | Turkish | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | be at war with v. | mücadele etmek |
| General | be at war with v. | uğraşmak |
| General | wage war with v. | savaşmak |
| General | wage war with v. | -e karşı savaşmak |
| General | die in the war field with honour v. | savaş alanında onurlu bir şekilde ölmek |
| Phrasals | ||
| Phrasals | war with (someone or something) v. | (birine/bir şeye) karşı savaş açmak |
| Phrasals | war with (someone or something) v. | (biriyle/bir şeyle) savaşmak/savaşa girmek |
| Phrasals | war with (someone or something) v. | (biriyle/bir grupla) çekişmek |
| Phrasals | war with (someone or something) v. | (biriyle/bir grupla) münakaşa/anlaşmazlık yaşamak |
| Phrases | ||
| Phrases | with the outbreak of war expr. | savaşın patlak vermesiyle |
| Politics | ||
| Politics | agreement on the exchange of war cripples between member countries of the council of europe with a view to medical treatment n. | savaş malullerinin tıbbi tedavileri maksadıyla avrupa konseyine üye ülkeler arasında değişimine dair anlaşma |
